Ağustos'ta ABD İş İlanları Artıyor, İşgücü Piyasasında Sürekli Sıkılığın Sinyalini Veriyor

Ağustos Ayı İş İlanları Beklentileri Aştı, İşgücü Piyasasında Sürekli Sıkılık Devam Ediyor

ABD işgücü piyasası Ağustos ayında güçlü direncini sürdürdü ve iş ilanları üç ayda ilk kez artış göstererek 7.227 milyona ulaştı. Bu rakam, ekonomistlerin 7.190 milyonluk beklentilerini aşarak, Temmuz ayında yukarı yönlü revize edilen 7.208 milyon üzerine çıktı. Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan veriler, geniş ekonomik belirsizliklere rağmen işgücü talebinin devam ettiğini gösteriyor.

Aynı zamanda, İş İlanları ve İşgücü Devir Anketi (JOLTS) kapsamındaki diğer önemli metrikler, işgücü piyasası faaliyetlerinin nüanslı bir resmini çizdi. Ağustos ayında işe alımlar, Temmuz ayındaki 5.240 milyondan 5.126 milyona geriledi. Tarım dışı istihdamın bir yüzdesi olarak işe alımlar, %3.2'ye düşerek Nisan 2020'den bu yana en düşük seviyeyi işaret etti. Benzer şekilde, toplam işten ayrılmalar Temmuz ayındaki 5.221 milyondan 5.111 milyona azaldı. İşten ayrılmalar içinde, kendi isteğiyle ayrılmalar da 3.166 milyondan 3.091 milyona düşerek, yılın en düşük seviyesi olan tarım dışı istihdamın %1.9'una ulaştı. İşten çıkarmalar ve fesihler de 1.787 milyondan 1.725 milyona düştü. Mevcut pozisyonlardaki artışa rağmen, işe alım ve işten ayrılma oranlarındaki bu düşüş, genel işgücü piyasası hareketliliğinde bir yavaşlamaya işaret ediyor.

Para Politikası ve Enflasyon Baskıları Üzerindeki Etkileri

İş ilanlarındaki beklenmedik artış, Federal Rezerv tarafından yakından izlenen bir faktör olan işgücü piyasasında süregelen sıkılığa işaret ediyor. Bu direnç, sürekli işgücü talebinin ücret artışına ve dolayısıyla daha geniş çaplı fiyat artışlarına katkıda bulunabileceği için enflasyon endişelerini körükleme potansiyeline sahiptir. Böyle bir ortam, genellikle Federal Rezerv'in enflasyonu dizginlemek için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürme eğilimini pekiştirir.

İşe alımlar ve işten ayrılmalardaki düşüş, işgücü piyasası dinamizminin azalmasına katkıda bulunurken, paradoksal olarak, yeni girenlerin istihdam sağlamasını ve mevcut çalışanların iş değiştirerek daha yüksek ücretler için pazarlık yapmasını zorlaştırarak bazı doğrudan ücret baskısını hafifletebilir. Ancak, genel olarak yüksek iş ilanı seviyesi, işverenlerin hala aktif olarak yetenek aradığını göstererek temel sıkılığı sürdürüyor. Piyasa duyarlılığı, güçlü bir işgücü piyasasından kaynaklanan enflasyonist baskıların daha önce beklenenden daha kısıtlayıcı bir para politikası gerektirebileceği beklentisiyle belirsizden hafifçe düşüşe eğilimli kalmaya devam ediyor.

Sektörel Performans ve Ekonomik Görünüm

Sektörel performans analizi, işgücü piyasası içindeki farklı eğilimleri ortaya koyuyor. Sağlık ve sosyal yardım sektörü, son 12 ayda özel sektörde eklenen işlerin beşte dördünü oluşturarak iş büyümesinin önemli bir itici gücü olmaya devam etti. Buna karşılık, mal üreten sektörler dört ay üst üste işten çıkarmalar yaşarken, federal hükümet bu yıl yaklaşık 97.000 iş net kaybetti.

S&P Global Ratings, ABD Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyümesini 2025'te %1.9, 2026'da ise %1.8 olarak tahmin ediyor. İşsizlik oranının, Ağustos 2025'teki %4.3'ten 2026 ortasına kadar %4.6'ya hafifçe yükselmesi ve ardından kademeli olarak uzun vadeli ortalamasına dönmesi bekleniyor. Yüksek teknoloji yatırımları, ABD ekonomisi için bir itici güç olarak tanımlanıyor. Ancak, daha sıkı göç politikaları, net göçün azalmasının tarım, inşaat ve sağlık hizmetleri gibi göçmen işçilere büyük ölçüde bağımlı sektörlerde ücretleri destekleyebileceği ve potansiyel olarak üretici fiyat enflasyonuna katkıda bulunabileceği için yakın vadede önemli bir olumsuz etki olarak belirtiliyor.

Geleceğe Bakış

Yatırımcılar, işgücü piyasası eğilimlerine ilişkin daha fazla gösterge için yaklaşan ekonomik raporları, özellikle de Eylül istihdam durumu raporunu yakından takip edeceklerdir. İşgücü piyasasında sürekli sıkılık veya hızlanan ücret artışı belirtileri, Federal Rezerv'in gelecekteki faiz oranı kararlarına ilişkin beklentileri etkileyecektir. İstihdam verileri, enflasyon metrikleri ve merkez bankası politikası arasındaki etkileşim, önümüzdeki haftalarda hisse senedi piyasası performansını ve daha geniş ekonomik büyüme beklentilerini şekillendirmeye devam edecektir.