Rus bankalarını ve enerji şirketlerini hedef alan yeni AB yaptırımları haberleri ve Orta Doğu'daki artan jeopolitik gerilimler sonrasında petrol fiyatlarında bir yükseliş görüldü. Avrupa Birliği, Ukrayna'daki devam eden çatışma ortasında Rusya'ya daha fazla baskı uygulamayı amaçlayan 19. tur önlemlerini düşünüyor ve bu da küresel emtia piyasasında arz belirsizliğine katkıda bulunuyor.

Jeopolitik Endişeler ve Beklenen AB'nin Rusya'ya Yaptırımları Petrol Fiyatlarını Artırdı

ABD ham petrol göstergeleri son zamanlarda yükseldi; Brent ham petrol vadeli işlemleri %1,97 artışla 67,32 dolara ve Batı Teksas Ham Petrolü (WTI) vadeli işlemleri %2,12 artışla 63,59 dolara yükseldi. Petrol fiyatlarındaki bu yükseliş, büyük ölçüde jeopolitik gelişmelerin ve büyük petrol üreticilerinin ihtiyatlı duruşunun birleşimiyle ilişkilendiriliyor.

Olayın Detayı

Avrupa Birliği (AB), şu anda Rusya'yı hedef alan 19. tur yaptırımlarını inceliyor. Bu önerilen önlemler, özellikle Rosneft ve Lukoil gibi büyük oyuncular da dahil olmak üzere Rus bankalarını ve enerji şirketlerini hedef alıyor. Amaç, Rusya'nın mali kapasitesini ve devam eden askeri operasyonları finanse etme yeteneğini daha da kısıtlamaktır. Taslak öneriler arasında, özellikle askeri çabaları destekleyen uluslararası işlemlere dahil olan Rus bankalarına yönelik artırılmış kısıtlamalar ve mevcut yaptırımları aşmak için kullanılan Rusya'nın 'gölge filosu' tankerlerine yönelik potansiyel bir yeniden sigorta yasağı yer alıyor.

Eş zamanlı olarak, Orta Doğu'daki artan gerilimler piyasa endişesine katkıda bulundu. İsrail'in Katar'daki Hamas'ın üst düzey liderliğini hedef alan bir askeri saldırı haberleri, emtia piyasalarında anında tepkilere yol açarak petrol fiyatlarının bölgesel istikrarsızlığa karşı hassasiyetini vurguladı.

Arz tarafı anlatımına ek olarak, OPEC+ geçtiğimiz günlerde Ekim ayından itibaren ham petrol üretiminde günde 137.000 varillik (bpd) mütevazı bir artışa karar verdi. Bu artımlı ayarlama, genellikle günde 500.000 varili aşan önceki aylık artışlardan önemli ölçüde daha küçüktür. OPEC+ üyelerinin bu kısıtlı yaklaşımı, potansiyel arz fazlasına ilişkin ihtiyat sinyali veriyor ve belirsiz küresel talep koşullarını yansıtarak mevcut petrol fiyatlarına destek sağlıyor.

Piyasa Tepkisinin Analizi

Piyasanın tepkisi ikili bir endişeyi yansıtıyor: jeopolitik sıcak noktalardan kaynaklanan potansiyel arz kesintileri ve yaptırımlar ile kasıtlı üretim politikası nedeniyle arzın sıkılaşması. Rusya enerji ihracatına yönelik ek AB yaptırımları ihtimali, zaten sıkı olan bir piyasada arzın azalacağı korkularını körüklüyor. Bu tür önlemler, tam olarak uygulanırsa, yerleşik ticaret akışlarını önemli ölçüde bozabilir, bölgesel arz sıkıntılarına ve artan nakliye maliyetlerine yol açabilir.

Emtia ticaret devi Gunvor'un küresel araştırma başkanı Frederic Lasserre, potansiyel etkiyi vurgulayarak şunları söyledi: "Bu tür yaptırımlar, yerleşik ticaret akışlarını önemli ölçüde bozabilir, potansiyel olarak bölgesel arz sıkıntılarına, farklı piyasa segmentleri arasında fiyat farklılıklarına, artan nakliye sıkışıklığına, lojistik zorluklara ve sektör genelinde daha yüksek sigorta ve finansman maliyetlerine yol açabilir."

Ayrıca, OPEC+'nın ihtiyatlı duruşu, kısıtlı arz algısını pekiştiriyor. Kartel, beklenenden daha küçük bir üretim artışını tercih ederek, agresif pazar payı genişletmek yerine piyasa istikrarını ve fiyat desteğini önceliklendirdiğini gösteriyor.

Daha Geniş Bağlam ve Çıkarımlar

Daha önceki yaptırım turlarına rağmen, Rusya önemli bir uyum yeteneği sergileyerek, tankerlerden oluşan bir 'gölge filo' kullanmak ve ihracat çabalarını dost ülkelere, özellikle Hindistan ve Çin'e yönlendirmek gibi stratejiler uyguladı. Örneğin, Hindistan Eylül ayında Rus petrolü alımlarını ek olarak günde 150.000 ila 300.000 varil artırmayı planlıyor ve bu da daha derin indirimlerle teşvik ediliyor. Çin, geleneksel Batı finansal ağlarının dışında ticareti kolaylaştırarak Rusya'nın en önemli petrol müşterisi olmaya devam ediyor.

AB'nin daha geniş stratejik amacı, 2027 yılı sonuna kadar tüm enerji alımlarını aşamalı olarak durdurma hedefiyle Rusya'dan enerji bağımsızlığını sağlamaktır. Çeşitlendirme ve Rus enerjiye bağımlılığın azaltılmasına yönelik bu devam eden çaba, küresel enerji dinamiklerindeki uzun vadeli bir değişimi vurgulamaktadır. Ancak, Rusya, Avrupa'ya doğal gaz ihracatında daha fazla kesinti veya kendi sınırları içinde faaliyet gösteren Batılı şirketleri doğrudan hedef alma gibi potansiyel misilleme önlemlerini elinde tutmaktadır, bu da yeni piyasa belirsizlikleri yaratabilir.

Geleceğe Bakış

Petrol piyasasının, gelişen jeopolitik gelişmeler ve devam eden arz-talep yeniden dengeleme süreçlerinin etkisiyle dalgalı kalması bekleniyor. UBS, Brent ham petrolün kısa vadede varil başına 60-70 dolar işlem aralığının üst kısmında kalacağını, 2025'in geri kalanı için ise ortalama varil başına 65 dolar olacağını tahmin ediyor. Daha uzak bir geleceğe bakıldığında, Goldman Sachs, 2026 için Brent ham petrol ortalama fiyatlarını varil başına 56 dolar, WTI ham petrol ortalama fiyatlarını ise varil başına 52 dolar olarak öngörüyor. Devam eden yaptırım baskısı, Rusya'nın adaptif önlemleri ve OPEC+'nın üretim disiplininin etkileşimi, önümüzdeki aylarda izlenmesi gereken kritik faktörler olacaktır.