Related News

ABD BLS, Ekim TÜFE Raporunu İptal Etti, Kasım Verilerini Fed Toplantısı Sonrasına Erteledi
## Yönetici Özeti ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), son hükümet kapanmasından kaynaklanan aksaklıkları gerekçe göstererek Ekim Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) raporunun yayınlanmasını resmi olarak iptal etti. Sonuç olarak, Kasım TÜFE verilerinin yayınlanması ertelendi. Bu gelişme, Federal Rezerv'in yaklaşan para politikası toplantısı için önemli bir belirsizlik yaratıyor, çünkü yılın son faiz oranı kararından önce enflasyon eğilimlerini değerlendirmek için kritik bir veri setinden mahrum kalacak. ## Olay Detayları **Çalışma İstatistikleri Bürosu**, başlangıçta 7 Kasım'da yayınlanması planlanan Ekim ayı için bağımsız bir TÜFE raporu yayınlamayacağını duyurdu. Kurum, hükümetin kapanmasının belirli temel anket verilerini "geriye dönük olarak toplamasını" imkansız hale getirdiği için iptalin gerekli olduğunu belirtti. Bunun yerine, Ekim ayının enflasyon metrikleri, Kasım ayının verileriyle tek bir raporda birleştirilecek. Bu birleştirilmiş rapor, orijinal Kasım TÜFE yayın tarihi olan 10 Aralık'tan daha geç, şimdi 18 Aralık'ta yayınlanmak üzere planlandı. ## Piyasa Etkileri Bu takvim değişikliğinin birincil etkisi, **Federal Rezerv** üzerindeki etkisidir. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), faiz oranlarına karar vermek üzere 10 Aralık'ta toplanacak. Fed, veriye dayalı bir çerçevede çalıştığı için TÜFE raporu, enflasyonu ölçmek ve kararlarını yönlendirmek için birincil bir araçtır. Ekim ve Kasım TÜFE raporları olmadan FOMC, önemli bir veri kör noktasıyla karşılaşacak. Bu eksiklik, politika yapıcıları, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve istihdam verileri gibi daha az doğrudan enflasyon göstergelerine daha fazla güvenmeye zorlayacaktır. En güncel tüketici enflasyon verilerinin eksikliği, Fed'in değerlendirmesini karmaşıklaştırır ve Aralık toplantısının sonucuyla ilgili finansal piyasalardaki belirsizliği artırır. ## Uzman Yorumları Piyasa analistleri, FOMC toplantısı öncesinde TÜFE verilerinin yokluğunun faiz oranı politikası için tahmin yapmayı karmaşıklaştırdığı konusunda hemfikir. Ekonomik analizin temel direklerinden biri geçici olarak kaldırıldığı için karar alma süreci artık daha az şeffaf olarak görülüyor. Bu durum, tüccarlar ve yatırımcılar Fed'in politika müzakerelerinde diğer mevcut ekonomik sinyalleri nasıl değerlendireceği konusunda spekülasyon yaparken piyasa oynaklığının artmasına yol açabilir. ## Daha Geniş Bağlam Bu olay, hükümet operasyonlarının finansal piyasaların istikrarı ve öngörülebilirliği üzerindeki doğrudan etkisini vurgulamaktadır. TÜFE raporu gibi kritik ekonomik veri akışlarının kesintiye uğraması, hükümetin kapanması gibi siyasi olaylardan kaynaklanabilecek kurumsal güvenlik açıklarını ortaya koymaktadır. Küresel piyasaların dayandığı temel verilerin operasyonel risklere tabi olduğunu ve bunun da para politikasını ve yatırımcı duyarlılığını etkileyebileceğini hatırlatır.

Federal Rezerv Aralık Ayı Faiz İndirimi Konusunda Bölündü; Yönetici Cook'un Oy Kullanımı Yasal İnceleme Altında
## Yönetici Özeti Federal Rezerv, Aralık ayında potansiyel bir faiz indirimi konusunda önemli bir iç bölünmeyle karşı karşıya olup, piyasaları belirsizlik içinde bırakmaktadır. Ekim toplantısı tutanakları, yetkililer arasında "şiddetle farklı görüşler" olduğunu ortaya koyarken, bazıları düşen iş gücü verilerini bir indirim için gerekçe olarak gösterirken, diğerleri oranları sabit tutmayı savunmaktadır. Bu politika çıkmazı, Federal Rezerv Yöneticisi Lisa Cook'u içeren yüksek profilli bir hukuki mücadeleyle daha da karmaşıklaşmaktadır. Yüksek Mahkeme, eski Başkan Donald Trump'ın onu kuruldan çıkarma girişimine ilişkin bir davayı Ocak ayında dinlemeyi kabul etti, ancak bir karar verilene kadar görevinde kalmasına izin verdi. Bu durum, Yönetici Cook'u yaklaşan kararda potansiyel bir dengeleyici konumuna getirerek, para politikasını hukuki ve siyasi baskılarla iç içe geçirmektedir. ## Olayın Detayları Asıl sorun, Federal Rezerv yetkilileri arasında bir "çıkmaz" olmasıdır. Tartışma, artan işsizlik oranlarının ve diğer verilerin başka bir faiz indirimini desteklediğine inananlarla, mevcut ekonomik koşulların henüz böyle bir hamleyi garanti etmediğini düşünenler arasında bölünmüştür. Bu bölünme, merkez bankasının son politika toplantısının tutanaklarında açıkça belirtilmiştir. Karmaşıklığı artıran bir diğer husus ise **Yönetici Lisa Cook**'un hukuki durumudur. Ağustos ayında, dönemin Başkanı Trump, Federal Rezerv Yasası uyarınca "yeterli sebeple" bir yöneticinin görevden alınmasına izin veren yetkisini gerekçe göstererek Cook'u görevinden almaya çalıştı. Bu eylem bir federal yargıç ve ABD Temyiz Mahkemesi tarafından engellendi. Trump yönetimi daha sonra Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Yakın tarihli bir kararda, Yüksek Mahkeme Ocak ayında bir duruşma planladı ancak sonuçlanana kadar Cook'u görevden alma talebini reddetti. Bu, onun kritik Aralık ayındaki faiz oranları oyu da dahil olmak üzere tüm kurul faaliyetlerine tam olarak katılmasına izin vermektedir. ## Piyasa Etkileri Bölünmüş bir Fed ve hukuki olarak tartışmalı bir yöneticilik pozisyonunun birleşimi, finans piyasalarına önemli bir belirsizlik getirmektedir. Para politikası konusunda net bir uzlaşmanın olmaması, yatırımcıların gelecekteki faiz oranları gidişatını tahmin etmesini zorlaştırmakta ve potansiyel olarak artan oynaklığa yol açmaktadır. Yönetici Cook'a karşı açılan hukuki davanın siyasi boyutu, piyasaların sadece ekonomik verilere değil, aynı zamanda merkez bankasının liderliğini ve bağımsızlığını etkileyebilecek hukuki süreçlere de tepki vermesi nedeniyle başka bir risk katmanı eklemektedir. Cook'un oy kullanma sonucu ve ardından gelecek Yüksek Mahkeme kararı, yatırımcı güveni ve piyasa istikrarı üzerinde geniş kapsamlı etkileri olabilir. ## Hukuki Analiz Yüksek Mahkeme'nin Cook davasını ele alışı dikkat çekicidir. Ocak ayındaki duruşma beklenirken kurulda kalmasına izin verme kararında, mahkeme şimdilik alt mahkemelerin kararlarını korumuştur. Hukuki argümanın özü, "yeterli sebep" tanımı ve Başkan'ın bağımsız federal kurumlar üzerindeki yetkisi etrafında dönmektedir. Mahkeme belgeleri, Federal Rezerv'in benzersiz doğasını vurgulamıştır ve bir kararda şöyle denilmiştir: "Federal Rezerv, Amerika Birleşik Devletleri'nin Birinci ve İkinci Bankaları'nın belirgin tarihi geleneğini takip eden, benzersiz bir şekilde yapılandırılmış, yarı özel bir kuruluştur." Bu ayrım, bir Fed yöneticisinin diğer kurumlardaki yetkililere göre görevden alınmaya karşı daha güçlü korumalara sahip olabileceği argümanının merkezindedir ve Yüksek Mahkeme şimdi bu noktayı değerlendirecektir. ## Daha Geniş Bağlam Bu durum, tek bir faiz oranı kararını aşmaktadır; merkez bankası bağımsızlığının temel ilkesine değinmektedir. Yönetici Cook'un pozisyonuna yönelik hukuki mücadele, yürütmenin Federal Rezerv üzerindeki etkisinin boyutu hakkında kritik soruları gündeme getirmektedir. Başkan'ın yöneticileri görevden alma yetkisini genişleten bir Yüksek Mahkeme kararı, Fed'in siyasi baskılardan arınmış, ekonomik verilere dayalı kararlar alma yeteneğini zayıflatmak olarak algılanabilir. Tersine, "yeterli sebep" korumasını güçlendiren bir karar, kurumun özerkliğini teyit edecektir. Bu davanın çözümü, Beyaz Saray ile Federal Rezerv arasındaki ilişki için önemli bir emsal oluşturacak ve ABD para politikasının uzun vadeli güvenilirliğini ve istikrarını etkileyecektir.

Bitcoin Fiyatı 90.000 Doların Altına Düşerken Kraken IPO Başvurusuna Devam Ediyor
## Yönetici Özeti Dijital varlık piyasası şu anda birbirine zıt iki anlatımla tanımlanmaktadır. Bir yanda, Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük ikinci kripto para borsası olan **Kraken**, 20 milyar dolar değerlemeyle 800 milyon dolar topladıktan sonra, gizlice Halka Arz (IPO) başvurusu yaparak halka açılmak için resmi bir adım attı. Bu hareket, kripto endüstrisindeki kurumsal olgunlaşmanın devam eden bir trendini işaret ediyor. Diğer yanda ise, piyasanın birincil göstergesi olan **Bitcoin (BTC)**, yedi ayda ilk kez kritik 90.000 dolar eşiğinin altına düşerek, 2025 yılındaki tüm kazançlarını silip süpürdü ve yatırımcılar arasında yoğun bir düşüş eğilimi dönemine işaret etti. ## Kraken IPO Detayları Kraken'in ana şirketi **Payward Inc.**, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) S-1 Formu üzerinden bir taslak kayıt beyannamesi sundu. Bu gizli başvuru, halka açılmaya yönelik ilk resmi adımdır. Bu karar, şirketin 20 milyar dolarlık değerlemesini onaylayan 800 milyon dolarlık başarılı bir sermaye artırımının ardından geldi. Şirket açıklamalarına göre, Kraken "sürdürülebilir kârlılık" elde ettiğini, 2024'te 1,5 milyar dolar gelir bildirdiğini ve 2025'in ilk dokuz ayında bu rakamı aştığını belirtiyor. Bildirilen günlük işlem hacmi 1,4 milyar dolar ile **Coinbase**'den sonra ABD merkezli ikinci en büyük merkezi borsadır. IPO hamlesi, ABD'de bir türev ticaret platformu kurmak için yakın zamanda **Small Exchange**'in 100 milyon dolara satın alınmasını içeren daha geniş bir genişleme stratejisinin bir parçasıdır. ## Bitcoin'in Piyasa Gerilemesi Kraken'in kurumsal dönüm noktasıyla tam bir tezat oluşturan Bitcoin fiyatı, önemli bir zayıflık gösterdi. Kripto para birimi 90.000 doların altına düşerek, Ekim başında belirlenen 126.000 doların üzerindeki rekor seviyesinden bu yana bir ay süren düşüşü derinleştirdi. Bu gerileme, Bitcoin'in 2025 yılındaki tüm fiyat kazançlarını sildi ve varlığı 50 günlük ve 200 günlük hareketli ortalamalarının altına itti. Bu teknik göstergeler, trend takip eden yatırımcılar tarafından yakından izlenir ve bunların altında işlem görmek, yaygın olarak bir düşüş sinyali olarak kabul edilir. Piyasa verileri, yatırımcıların "spekülatif ve daha riskli piyasa köşeleri" olarak algıladıkları yerlerden geri çekildiğini gösteriyor. **Derive.xyz**'den alınan opsiyon verileri, Bitcoin'in yılı 90.000 dolar seviyesinin altında bitirme olasılığının %50 olduğunu ve alım-satım eğiminin daha fazla fiyat düşüşüne karşı artan riskten korunma faaliyetini yansıttığını öne sürüyor. ## Piyasa Etkileri ve Daha Geniş Bağlam Kraken'in stratejik IPO'su ile Bitcoin fiyat çöküşü arasındaki farklılık, kripto endüstrisi için kritik bir dönüm noktasını vurguluyor. Kraken'in, çalkantılı piyasa koşullarına rağmen halka açılma hamlesi, düzenleyici uyumluluk, piyasa genişlemesi ve geleneksel sermaye piyasalarına erişime odaklanan uzun vadeli bir stratejiyi, halka açık rakibi **Coinbase**'in yol haritasını yansıtacak şekilde vurguluyor. Bu eylem, dijital varlık ekonomisinin temel altyapısının uzun vadeli fizibilitesi ve kârlılığına olan güvenin arttığını gösteriyor. Ancak, eşzamanlı varlık fiyatı değer kaybı, daha geniş yatırımcı duyarlılığının kırılgan kaldığını ve makroekonomik değişimlere ve algılanan riske karşı oldukça hassas olduğunu gösteriyor. Piyasa böylece iki çelişkili gerçekliği sunuyor: merkezi oyuncularının profesyonelleşmesi ve şirketleşmesi ile temel varlıklarının sürekli oynak ve spekülatif doğası. Bu dinamik, kurumsal düzeydeki altyapı güçlenirken varlık değerlemelerinin keskin bir şekilde düzeltildiği belirsiz bir ortam yaratıyor.
