LME Haftası Önemli Metaller İçin İyimser Bir Duyguyla Sona Erdi
Küresel metal endüstrisinin önde gelen buluşması olan LME Haftası, metal piyasalarının gidişatına ilişkin temkinli bir iyimserlik tonuyla sona erdi. Katılımcılar, temel fiziksel piyasa sıkılığı ve devam eden tedarik kesintilerine atfedilen potansiyel bir dönüm noktası gözlemledi. Özellikle bakır, tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın işlem görerek dikkat çekici bir dayanıklılık sergilerken, kobalt hızlı bir fiyat artışı yaşadı. Ancak, daha geniş piyasa, değişen ticaret politikaları ve düzensiz talep toparlanmasını yönetmeye devam ediyor.
Bakır Piyasaları Tedarik Kısalıkları ve Sağlam Talep Tarafından Yönlendiriliyor
LME Haftası boyunca bakır ile ilgili tartışmalar, tedarik tarafı kesintilerinin süregelen zorluklarını ve CME–LME bakır arbitrajındaki olağan dışı farkı vurguladı. ABD'nin bakır katotlara anında tarife uygulamamasına rağmen, potansiyel gelecekteki tarifelere ilişkin süregelen bir beklenti, muhtemelen 2027 başından itibaren %15'lik bir tarife, fiyatlandırmayı etkilemeye devam ediyor. Piyasanın mevcut gücünün anahtarı, Grasberg, Kamoa Kakula ve El Teniente'deki önemli maden kesintileridir. Grasberg'den üretim kayıpları 2025–2026 yılları arasında 591 kiloton, Kamoa Kakula'dan ise 295 kiloton olarak tahmin edilmekte olup, toplamda on sekiz aylık bir dönemde yaklaşık bir milyon tonun ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Bu kesintilerin, küresel rafine bakır dengesini 2026 yılına kadar ciddi bir açığa dönüştürmesi beklenmektedir.
Piyasa verileri bu sıkılığı desteklemektedir. 21 Ekim'de LME bakır nakit fiyatları ton başına yaklaşık 10.612 dolar olarak kaydedilirken, üç aylık vadeli işlemler ton başına 10.637 dolar seviyesindeydi. Çarpıcı bir gelişme, LME depo stoklarında istikrarlı bir düşüş olmasıdır; sadece Ekim ayında 4.575 ton azaldı. Bu envanter azalması, fiziksel talebin mevcut arzı aştığına işaret ediyor. Talep, ABD ve Hindistan'daki elektrifikasyon girişimleri ve şebeke genişlemesi gibi yapısal değişimlerin yanı sıra yapay zekayı desteklemek için veri merkezi inşası için hızla artan bakır gereksinimleri ile daha da desteklenmektedir. Analistler, 2022'den 2025'e kadar veri merkezi inşasında ihtiyaç duyulan bakır için yıllık %39,5 bileşik büyüme oranı ve 2030 yılına kadar %20 CAGR öngörmektedirler.
Kobalt Yükseliş Momentumunu Yakalarken, Nikel Arz Fazlası Devam Ediyor
Bakırdan farklı olarak, LME Haftası boyunca kobalt piyasaları, özellikle günlük yaklaşık pound başına 1 dolar artış gösteren kobalt hidroksit için güçlü yukarı yönlü fiyat hareketleri yaşadı. Bu yükseliş eğilimi, Çinli rafinerilerden hem kobalt metal hem de hidroksit için gelen güçlü talebin yanı sıra Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DKC)'nden malzeme çıkışındaki beklenen gecikmelerden büyük ölçüde etkileniyor. DKC dışı stok tahminleri farklılık gösterse de, önemli bir kısmının birkaç büyük oyuncu arasında yoğunlaştığı bildiriliyor, bu da yıl sonuna doğru ek fiyat artışları potansiyeli olduğunu düşündürüyor.
Buna karşılık, nikel piyasası kalıcı bir arz fazlasıyla mücadele etmeye devam ediyor. Artan maliyetler, zayıf nikel pik demir (NPI) ve ferronikel (FeNi) üreticileri üzerinde potansiyel olarak baskı oluştursa da, yakın vadede önemli kısıtlamalar yaygın olarak beklenmiyor. Piyasa katılımcıları, Endonezya hükümetinden ihracat kısıtlamaları gibi kararlı bir müdahale olmaksızın, fazlalığın devam etmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Paslanmaz çelik ve pil sektörlerinden gelen uzun vadeli talep sağlam kalırken, bu temel dinamiklerin kısa vadeli piyasa dengesini değiştireceğine olan güven minimal düzeydedir.
Gelecekteki Açık Tehlikesiyle Alüminyum İvme Kazanıyor
Bakır spot ışıklarını üzerinde tutarken, alüminyum da dikkate değer bir esneklik gösterdi. Diğer sektörlerdeki hammadde sıkıntıları ve istikrarlı fiyatlandırma nedeniyle yatırımcılar ve endüstriler giderek alüminyuma yöneliyor. Metalin, 15 yılın en düşük seviyelerine yakın elverişli bir stok-tüketim oranı ile desteklenerek ton başına ortalama 2.325 dolar ile istikrarlı kalacağı tahmin ediliyor. İleriye dönük olarak, Citi analistleri küresel alüminyum fazlasının 2026'ya kadar keskin bir şekilde daralarak 2027'ye kadar 1,4 milyon tonluk bir açığa dönüşeceğini tahmin ediyor; Wood Mackenzie ise bu açığın 2028'den itibaren en az beş yıl devam edebileceğini öngörüyor. Bu gelecekteki açık, Çin'in 45 milyon tonluk yıllık kapasite sınırı ve eriticiler için kritik bir darboğaz oluşturan artan elektrik maliyetlerinden etkileniyor.
Daha Geniş Ekonomik Bağlam: Enflasyon ve Ticaret Gerilimleri
Fiziksel emtia piyasalarındaki genel yükseliş eğilimi, iki yılı aşkın bir süredir devam eden uzun süreli arz yetersizliği ile destekleniyor. Tarihsel olarak, bu tür kıtlık, daha yüksek emtia getirileri ile ilişkilendirilmiştir. Bu eğilim, ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)'nin yıllık %2,9 ve Çekirdek TÜFE'nin %3,2 olmasıyla kalıcı enflasyon tarafından güçlendiriliyor. Veriler, yıllık enflasyon %2'yi aştığında Bloomberg Emtia Endeksi'nin yaklaşık %15 daha iyi performans gösterdiğini ve enflasyon ile emtia performansı arasındaki bağlantıyı pekiştirdiğini gösteriyor.
Ancak, özellikle Çin-ABD ticaret ilişkilerini çevreleyen makroekonomik belirsizlikler, önemli ters rüzgarlar yaratıyor. 22 Ekim 2025 tarihinde kritik bir son tarih yaklaşıyor; 1 Kasım'a kadar yeni bir ticaret anlaşması imzalanmazsa, Çin ithalatına %155'lik kapsamlı bir tarife uygulama potansiyeli bulunuyor. Bu tür tarifeler, endüstriyel metallere yönelik talep tahminlerini önemli ölçüde etkileyerek küresel üretim ve tedarik stratejilerinde değişikliklere yol açabilir. Çin ekonomisi de zayıf iç talep, emlak piyasasında gerileme ve 2025'te GSYİH'nin %8'ini aşan öngörülen mali açık ve 2026'ya kadar GSYİH'nin %100'ünü aşması beklenen ulusal borç gibi zorluklarla karşı karşıya.
Geleceğe Bakış: Tedarik Dinamikleri ve Politika Kararları Kilit Nokta
Önümüzdeki haftalarda ve aylarda piyasa katılımcıları birkaç önemli faktörü yakından izleyecekler. Büyük madenlerdeki tedarik kesintilerinin devam eden etkisi, bakır ve diğer baz metallerin kısa vadeli fiyat hareketlerini belirlemeye devam edecek. ABD-Çin ticaret müzakerelerinin sonucu ve ardından uygulanacak her türlü tarife, endüstriyel metallere yönelik talep modellerinin şekillenmesinde kritik öneme sahip olacak. Ayrıca, kalıcı enflasyon ile merkez bankalarının para politikası kararları arasındaki etkileşim, genel emtia piyasası performansının önemli bir belirleyicisi olmaya devam edecek. Alüminyum piyasasında derinleşen bir açık için uzun vadeli tahminler de yakından takip edilmesi gereken bir konu olup, sektör içinde daha fazla yatırım kaymasına neden olabilir.
kaynak:[1] LME Haftası Çıkarımları: Metaller Ayaklarını Buldu (https://seekingalpha.com/article/4831832-lme- ...)[2] Çin-ABD Ticaret Müzakereleri Güncellemesi (https://example.com/china-us-trade-update ...)[3] 2025 LME Haftası incelemesi: Metal piyasaları politika belirsizliği ve tedarik kesintileriyle mücadele ediyor (https://vertexaisearch.cloud.google.com/groun ...)